🪞 Hayy, Aynadaki Kişiyi Tanımadığında
- Hakan Yüksel
- 13 May
- 1 dakikada okunur
Gözlerinin içine baktı, ama gördüğü kişi sadece yüzü değildi. Bir yabancı mıydı, yoksa bir başka ben mi?
I. Karşılaşma – Yüzle Değil, Kendinle
Hayy bir gün ormanın kenarındaki göle eğildi.Su sakindi.Yüzü yansıyordu.
Ama bu defa garip bir şey hissetti:
“Bu ben miyim?”“Yüzüm ben miyim gerçekten?”“Ya içimdeki, yansımayan şey?”
Hayy, gözlerine baktı.Ama baktığı kişi, her zamankinden farklı görünüyordu.Yabancı değil…Ama tanıdık da değil.
II. Sorgulama – Görmek Neyi Gösterir?
Hayy suya bir taş attı.Yüzü dağıldı.Sonra su duruldu.Yüzü yeniden oluştu.
Sordu:
“Eğer yüzüm bozuluyorsa ama ben aynıysam…ben dediğim şey yüz mü?”“Peki ya duygularım?Onlar değişiyor, ama ben hâlâ ben miyim?”
Bir iç ses geldi:
“Sen, değişenlerin ortasında kalan şeysin.Ne yalnızca göz,ne yalnızca kalp,ne yalnızca düşünce.”
III. Gözlem – Görmekten Geriye Kalmak
Hayy aynaya benzeyen suya bir daha baktı.Bu kez görmek için değil, görmekten vazgeçmek için.
Gözlerini kapattı.Sordu:
“Görmesem de kendimi bilebilir miyim?”
Cevap gelmedi.Ama bir his oluştu:Sanki kendilik, yüzün ardında bir yerdeydi.Ve sadece dışarı bakmakla değil, içeri çekilmekle bulunabilirdi.
IV. Derinlik – Benliğin Gölgesi
Bir taş aldı ve suya bıraktı.Yüzü dağıldı.Ama bu defa rahatsız olmadı.
“Ben değişen bir görüntü değilim.Belki de değiştikçe sabit kalan bir anlamım.”
Ve Hayy o gün şunu fark etti:
“Kendimi tanımak, aynaya bakmakla olmaz.Kendimi tanımak, aynaya sormakla başlar.”
V. Kapanış – Zihin Bahçesine Düşen Yansıma
Dönüş yolunda Hayy bir su birikintisinin yanına küçük bir taş yerleştirdi.Altına çamurla şunu yazdı:
“Yüzümde beni gördüm ama kendimi suya sığdıramadım.”
Ve Zihin Bahçesi’ne bir yüzleşme tohumu daha ekildi.

Yorumlar