💨 Hayy, Rüzgârı Çizmek İstediğinde
- Hakan Yüksel
- 11 May
- 1 dakikada okunur
Görünmeyeni görmeye, çizilemeyeni anlamaya çalışan bir çocuğun hikâyesi.
I. Görünmeyeni Fark Etmek
Hayy bir gün ağacın altında oturuyordu.Yapraklar hafifçe kıpırdandı.Otların ucu eğildi.Göğsüne bir serinlik değdi.Ve o anda fark etti:
“Rüzgâr buradaydı... ama görünmüyordu.”
Bir soru düştü zihnine:
“Eğer bir şeyi göremiyorsak, o yok mudur?”“Peki ya çizemezsek, anlayamaz mıyız?”
Ve böylece bir karar verdi:Bugün rüzgârı çizeceğim.
II. Rüzgârın İzini Sürmek
Hayy defterini açtı.Kalemini tuttu.Ama rüzgâr kaçıyordu.Ne yuvarlaktı, ne köşeli.Ne mavi, ne gri.
“Seni nasıl yakalayacağım?” dedi Hayy.Rüzgâr cevap vermedi.Ama ağaç dallarını dans ettirdi.Bir yaprağı savurdu.Bir dalı eğdi.
Hayy not aldı:
“Rüzgâr, yaprağı uçurur.”
“Rüzgâr, ağacı eğdirir.”
“Rüzgâr, göğsüme konuşur ama dili yoktur.”
III. Görünmeyeni Çizmek
Hayy rüzgârın hareket ettiği her şeyi izlemeye başladı.Sonra defterine çizgiler çizdi.Ama bu çizgiler nesnelerin değil, etkilerin çizgileriydi.
Bir eğri dal…Bir savrulmuş yaprak…Bir havalanan toz…
Ve sonra şu notu düştü:
“Rüzgâr görünmez. Ama bıraktığı izler çizilebilir.”
IV. Düşüncenin Rüzgârı
O gece rüzgâr dinmişti.Ama Hayy’ın içi hâlâ esiyordu.Çünkü artık biliyordu:
“Her şey görülmez. Ama her şey hissedilebilir.”
Ve belki de düşünce de bir rüzgârdı.Birden gelen…İz bırakan…Ve sonra kaybolan…
V. Kapanış – Sessiz Bir Sayfa
Hayy defterini kapatmadı o gün.Bir sayfayı boş bıraktı.Altına sadece şunu yazdı:
“Bu sayfa rüzgârın.”“Çünkü bazı şeyler sadece geçerken çizilir.”
Ve biz o gün, rüzgârın nasıl çizildiğini değil,neden çizilmek istendiğini anladık.

Yorumlar