top of page

🛠️ Su Damlasından Makineye: Cezerî ile Zincirli Sistem Kurduk

Bir gözlemden mekanik tasarıma uzanan çocuk atölyesi



Giriş: Cezerî’nin İzinde Bir Sabah


Atölyeye girerken elimde paslı bir halka taşıyordum.Çocuklar onun bir oyuncak mı, bir kolye mi, yoksa bir “eski şey” mi olduğunu sordular.Gülümsedim. Ve bir hikâyeye başladım.Söze değil… suya başladım:

“Bir bilge vardı. Cezerî derlerdi adına.Ne zaman bir damla su görse, ona sadece su demezdi.‘Bu damla bir şey başlatabilir,’ derdi.Çünkü su, akışı öğretir. Ve akış, düşüncenin ilk hâlidir.”

Çocuklar gözlerini açtı.

“Peki su bir şeyi hareket ettirir mi?”“Makine yapmak için kaç damla gerekir?”“Biz de Cezerî olabilir miyiz?”

İşte bu cümleydi her şeyi başlatan.Hayy’ın da bir adaya doğması gibi...Bizim atölyemiz de o gün bir damlayla doğdu.


Deneyim: Gözlemden Mekaniğe


TÖY Aşaması: Nezaret → Tecrübe

İlk olarak yere eğildik. Gerçekten eğildik.Ve hep birlikte bir su damlası düşürdük.Tahtanın üstüne bir damlalıkla bıraktım:Tak…Sonra bir daha.Tak…

Çocuklar sessizleşti.Bir sesin düşünceye dönüşmesini ilk kez yaşıyor gibiydiler.

“Su neden düşüyor?”“Ağırlığı mı var?”“Biriken su başka bir şeyi iter mi?”

Bu sorularla Cezerî’nin laboratuvarına dönüştü sınıf.Malzemeler verildi:Pet şişeler, ipler, ataçlar, karton makaralar, kalemler, boncuklar…

Görev: Su damlası biriktiğinde başka bir nesneyi hareket ettirecek bir sistem kur.Amaç: Bir düşünceyi mekaniğe dönüştürmek.Yöntem: Gözlem → Tasarım → Deney


Çocuklar Ne Yaptı?


  • Zeynep’in Kaldıraçlı Mucizesi:Biriktikçe ağırlaşan şişe, makarayı döndürdü.Makaraya bağlı ip, bir kalemi kağıdın üstünde sürükledi.Kalem şu cümleyi yazdı:

    “Su yazı yazabilir mi? Evet.”

  • Ali’nin Zaman Bombası:Su belirli bir sürede birikti.Ağırlık dengesini bozdu ve domino taşlarını devirdi.Ali bağırdı:

    “Bu zamanın sesi!”

  • Meryem’in Gizli Mekanizması:Damlayan su, kutuyu açan kapağı indirdi.İçinden bir not çıktı:

    “Bir şeyi göremiyorsan, onu harekete geçir.”

Bir çocuk susup uzun süre izledi sistemi.En sonunda şöyle dedi:

“Benim makinem sadece bakınca çalışıyor.Ama bakmakla görmek arasındaki farkı Cezerî bilir.”

Derinleşme: Hareketin İçindeki Hikmet


TÖY Aşaması: Tahlil → Hikmet

Atölyenin sonunda herkes sistemini söktü.Çünkü öğrendik ki, bazen bir düzenek ancak sökülünce anlaşılır.

Daire olduk. Konuştuk.“Cezerî neden makine yapardı?” diye sordum.

Bir çocuk “çünkü o oynamayı seviyordu” dedi.Bir diğeri “çünkü kafasındaki şeyi dışarı çıkarmak istiyordu.”Ve sonra Hayy’ın sesi gibi bir ses yükseldi:

“Belki de Cezerî, harekete geçen düşünceleri görmeye çalışıyordu.”

O an anladım.Cezerî’nin makineleri çalışırken değil, çocuklar düşünürken gerçek oluyordu.

Kapanış:

Bu sadece bir deney değildi.Bu bir soruydu:

“Bir şey neden harekete geçer?”

Cevabı da bir çocuğun dilindeydi:

“Belki de önce içimizdeki bir şey harekete geçiyordur. Sonra ip, sonra makara, sonra su…”

Ve o gün, Cezerî bizimleydi.Çünkü onun en büyük makinesi, düşünceyi harekete geçiren pedagojik bir düzenekti.

Yorumlar


  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • YouTube
bottom of page